Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TIP fakültesi mezuniyet törenindeki konuşmasında Çapa Tıp Fakültesi’nin Hasdal’a taşınacağını açıkladı. Erdoğan ayrıca konuşmasının başında İngiltere’deki saldırıyı şiddetle kınadı.
Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, bu öğretim döneminde mezun olan tüm öğrencileri tebrik ederek, mezuniyetleri ile ailelerini ve sevdiklerini gururlandıran tüm öğrencilere çalışma hayatlarında başarılar diledi.
Fakültenin ve öğrencilerin böyle mutlu bir gününde burada olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getiren Erdoğan, öğrencileri bugünlere getiren anne babalarıyla, eğitim-öğretim hayatları boyunca kendilerine emek vermiş olan tüm öğretmen ve hocalara teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, sahip olduğu en büyük gücünün, genç ve yetişmiş bir insan kaynağı olduğunu, bunun için her alanda gençlerin enerjisine, azmine, birikimine, gayretine ihtiyaçları olduğunu vurgulayarak, “Başarının yolu düzenli ve bilinçli çalışmaktan geçiyor. Özellikle sağlık bilimleri, bu konuda çok daha fazla çaba ve disiplin isteyen bir eğitim alanıdır. Bugün mezun olarak okullarına ‘elveda’ ama mesleğe ‘merhaba’ diyen öğrencilerimiz, okullarında 6 yıl boyunca verdikleri emeğin karşılığını hayatlarının bundan sonraki her aşamasında göreceklerdir.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin ilk tıp fakültesi olan bu çatıdan mezun olmanın, buradaki öğrencilerin ömür boyu iftiharla göğüslerinde taşıyacakları bir ayrıcalık olacağını dile getiren Erdoğan, “Az önce de ifade edildi; Fatih Darüşşifası’ndan Tıphane-i Amire’ye, Asitane-i Aliyye’den Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye’ye, Darülfünun-i Osmani’den bugünkü İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesine kadar uzun bir geçmişi bulunan okulumuz, ülkemizin kendi alanında medar-ı iftiharı olarak bizim de her gittiğimiz ülkede iftihar ettiğimiz bir üniversitedir ve fakültedir.” diye konuştu.
ÇAPA TIP FAKÜLTESİ HASDAL’A TAŞINIYOR
Erdoğan, fakültenin başarılarının bundan sonra da artarak devam edeceğine inandığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Özellikle de az önce sevgili öğrencimizin ifade ettiği fiziki imkanlar ve şartlar noktasında, bunu da ben çok yerinde buluyorum ve tabii şu anda attığımız bir adım var. Beklentilerinin artık cevabı inşallah karşılanıyor. Malum Çapa, 110 dönüm bir arazi üzerinde. Şimdiyse biz Hasdal’da bin 100 dönüm bir araziyi tamamıyla İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne tahsis etmiş bulunuyoruz. Çapa orada artık şu bölüm, bu bölüm olmayacak, bütün bölümleriyle tıp fakültesi içerisinde gereken ne varsa, hepsi orada olacak. Adeta bizim bu şehir Hastaneleri projelendirmesinin bir farklı uygulamasını, hem üniversite hem hastane olarak orada uygulamaya koyacağız. Yeni dönemde Çapa merkezde sadece poliklinik hizmeti verir hale gelecek. Dolayısıyla artık eğitim-öğretimde öğrencilerimiz Hasdal’daki yerde, inşallah iki tane sağlık bilimlerinde üniversite olacak. Yolun bir tarafında çaprazda İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi olurken, diğer tarafta da Bezmialem Sağlık Bilimleri Üniversitesi yapılacak. O da yaklaşık 700 dönüm kadar bir arazi olacak.”
Erdoğan, artık gerçekten ciddi sayıda ve oranda doktora ihtiyaç bulunduğunu belirterek, “Sağlık elamanlarına, hemşirelere ihtiyacımız var. Şimdi gerçi hemşirelerde büyük bir açık kapandı ama biz bunu yine de yeterli bulmuyoruz. Elimizde ne kadar kaliteli, yetişmiş hemşirelerimiz olursa, başhemşirelerimiz olursa o kadar hizmetler de başarılı olacaktır diye düşünüyoruz. Öyle zannediyorum ki yani şöyle bir 4 sene sonra filan, oralar bitecektir. Şu anda proje çalışmalarına artık hocalarımızın riyasetinde, sağlık bilimlerinde uzman mimarlarla devam ediliyor. Kısa zamanda bitip, ondan sonra da uygulamaya geçmiş olacağız.” diye konuştu.
İNGİLTERE’DEKİ SALDIRIYA KINAMA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere’nin Manchester kentindeki konser salonunda gerçekleşen terör saldırısına ilişkin de şunları kaydetti:
“Sözlerimin aslında başında bir de şunu ifade etmem lazım. Malum dün gece İngiltere’nin Manchester şehrinde meydana gelen terör saldırısını ben de şiddetle kınadığımı ifade etmek isterim. Türkiye olarak, saldırıda ilk belirlemelere göre 22 vatandaşını kaybeden, 59 vatandaşı yaralanan İngiltere devletinin ve İngiliz halkının acısını paylaşıyoruz. Terör örgütleriyle mücadelesinde tüm ülkeler gibi, İngiltere’nin de yanında olduğumuzu burada ifade etmek isterim.”
“MİLLİ BÜTÇEDE İKİNCİ SIRA SAĞLIĞIN”
Sağlık alanının, son 14 yılda en büyük reformların, en ciddi dönüşümün hayata geçirildiği alanların başında geldiğini, eski Türkiye’deki sağlık hizmetlerinin vatandaşa şifa dağıtmaktan ziyade omuzlarına yeni dertler bindiren bir halde olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Hastaneler farklı kurumlar arasında dağıtılmıştı. Kiminde doktor yoktu ama teşhis araç-gereci vardı. Kimindeyse bunlar yoktu, sadece doktor vardı. İlaç ise hiçbirinde yoktu. Doktor reçeteyi yazar, inersiniz hastanenin alt katına ilaçların 5 taneyse ikisi var, diğerleri yok. Ne yapacağım? ‘Git eczaneden al.’ Bu söylenirdi. Biz bu çileleri yaşadık. Dedik ki ‘Artık bu çileler bu ülkede yaşanmasın.’ Öyleyse istediğin eczaneden git, ilaçlarını al. Ödemeyi kim yapacak? Devlet. Çünkü biz şuna inanmıştık; ‘Halk içinde muteber nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.’ Biz insanımıza yük olan bu saçma sistemi kaldırdık. Kamuya ait tüm kurumlardaki hastaneleri aynı çatı, yönetim sistemi ve personel politikası altında topladık. Milli bütçede, eğitim-öğretimden sonra ikinci sırayı sağlığa verdik. Bu önemli bir adımdı çünkü yatırımlar olmazsa olmazdı.
Az önce ifade edildi ama ben burada bir şey daha söyleyeceğim o da şudur; rektörlerimizle bir toplantıda kendilerine şunu söyledim. Dedim ki devlet hastanelerinde doktorlarımız var ama bu doktorlarımızın kariyer yapma şansı yok, Başbakanlığım döneminde oluyor bu. Dedim ki ‘Doktoradan sonra kariyer yapmanın önünü açmaya mani bir hal var mı?’ Rektörlerimiz ‘Yok’ dedi. ‘O zaman niçin bunun önünü açmıyoruz?’ dedim. YÖK Başkanımız da yanımızda, dedim ki ‘Bunun çalışmasını yapalım ve önünü açalım.’ Devlet hastanelerindeki doktorların da kariyer yapma şansı olsun. O da doçent, profesör olabilsin. Çünkü bütün bunlar hastanın özellikle bir öz güven kazanmasını, psikolojik tedavi yolunda önünü açıyor. ‘Olabilir mi?’ dedik, ‘Olur’ dediler ve hamdolsun bu süreç başlatıldı.”
SAĞLIKTA ÇÜOK BÜYÜK BİR ALT YAPI ATILIMI YAPILDI
Erdoğan, İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesinin 184. dönem mezuniyet törenindeki konuşmasında, Türkiye’de devlet, üniversite ve özel dışında başka bir hastane olmadığını söyledi.
Sağlıkta çok büyük altyapı atılımı başlatıldığını, 2002’de bin 156 olan hastane ve diğer yataklı tedavi kurumlarının sayısının 4 bin 636’ya çıkarıldığını ifade eden Erdoğan, birinci basamak sağlık kuruluşlarının da 9 binden 17 bine yükseltildiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, altyapıyla birlikte sağlık personelinin sayısının da artırıldığını dile getirerek, 378 bin olan sayının 875 bine ulaştığını, 112 acil servislerinden ambulanslara ve cihazlara kadar sağlık hizmetlerinin tamamında kalitenin ve sayının yükseltildiğini kaydetti.
Güneydoğuda, doğuda kar kış olduğu zamanlarda eskiden ulaşılması mümkün olmayan dağlara paletli ambulanslarla çıkıldığını anlatan Erdoğan, bunların yanında alınan 14 helikopter ambulansın da uzak bölgelerde kullanıldığını, 4 jet ambulansla da hem ülke içinde hem de ülke dışında hastaların getirip götürüldüğünü aktardı.
Bu adımların “Her şey insan için her şey Türkiye için” diyerek atıldığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şimdi ise çok daha önemli bir sevdam vardı. O da şehir hastaneleri meselesiydi. Bu reformu da gerçekleştirdik. Şu ana kadar 4 şehir hastanemizi hizmete aldık. Bunlar Mersin, Balıkesir, Yozgat ve Isparta. 20’sinin inşası, 8’inin de proje ve ihale çalışmaları sürüyor. Toplamda 42 bin 500 yatak kapasiteli bu şehir hastaneleri inşallah ülkemizde sağlık alanında yeni bir dönemin sembolü olacaktır. Sadece Türkiye’ye hizmet vermeyecek, aynı zamanda tüm çevre ülkelere de hizmet verir hale geleceğiz. Onun için sizlere çok ihtiyacımız var. Doktor sayımız ne kadar artarsa buralardaki hizmetimiz de o kadar başarılı olacaktır. Potansiyelimizin büyüklüğü, tıp eğitim ve öğretimine çok daha fazla önem vermemizi gerektiriyor. Bu bakımdan bugün mezun olan gençlerimizin hizmetlerine kamuda ve özel sektörde hiç fark etmez gerçekten çok ihtiyacımız var. Kendilerine şimdiden iş ve uzmanlık hayatlarında başarılar diliyorum.”
TERÖRLE MÜCADELE
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı’nın hikayesinin herkesçe bilindiğini, bunun hem fakültenin açılışının hem de 1919’da düşman işgaline karşı yapılan başkaldırının tarihi olduğunu söyledi.
Birinci Dünya Savaşı’ndaki cephelerde okulun sadece mezunları ve hocaları değil, öğrencilerinin de çok büyük hizmetler verdiğini vurgulayan Erdoğan, savaş bittiğinde cepheye giden 765 öğrencisinden 346’sını şehit veren fakültenin aynı zamanda gazi bir eğitim kurumu olduğunu kaydetti.
Erdoğan, Türkiye’nin, bugün de milletinin birliği, ülkesinin istiklali ve halkının istikbali, vatanının bütünlüğü için gerektiğinde her türlü fedakarlığı yapabilecek gençlere ihtiyacı bulunduğunu belirterek, “15 Temmuz gecesi hamdolsun Çanakkale’de ve diğer diğer cephelerde canları pahasına görev yapan tıbbiyelilerimizin izinden giden milyonlarca gencimizin bulunduğunu gördüm. Terörle mücadelede sınırlarımız içinde ve dışında aslanlar gibi mücadele eden gençlerimizin kahramanlıklarına her gün şahit oluyoruz. Eğitimde, bilimde, sporda, sanatta, iş hayatında ülkemizi dünya çapında temsil eden, milletimizi sevince boğan, başarılara imza atan gençlerimizin haberlerini adeta içimiz içimize sığmayarak alıyoruz.” diye konuştu.
Geleceğin emanet edildiği gençlere güvenmenin, aynı zamanda onların önünü açmayı, onlara destek olmayı da gerektirdiğini dile getiren Erdoğan, bu anlayışla 16 Nisan’daki Anayasa değişikliğiyle seçilme yaşının 18’e düşürüldüğünü, bundan sonra 18 yaşını bitiren her gencin muhtarlıktan belediye başkanlığına, il genel meclis üyeliğinden milletvekilliğine kadar seçimle gelinen her göreve aday olabileceğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun gence ve insana güvenme olduğunu ifade ederek, seçme hakkına sahip olanlara seçilme hakkının da verilmesi gerektiğini söyledi.
GENÇLERİN ÖNÜNDEKİ ENGEL KALDIRILDI
“Zor olan seçmektir. Seçilmek aslında bu noktada öyle diyorlardı, ‘Taksim Meydanı’na bir dört ayaklı koysam seçilir.’ O zaman bunu halledelim. Şimdi bu halloldu.” diyen Erdoğan, seçme ve seçilme yaşının 18 olmasının Avrupa’nın birçok ülkesinde olduğunu, Türkiye’de uygulanmaya başladığını kaydetti.
Erdoğan, daha önce 30’dan 25, şimdi de 18’e indirerek gençlerin demokratik haklarını kullanabilmelerinin önündeki son engelin de kaldırıldığını belirterek, bu değişikliğin kağıt üzerinde olmadığını, hayata geçeceğinin örneğini de Genel Başkanlığına seçildiği AK Parti’nin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’na alınan gençlerle bizzat gösterdiklerine inandığını dile getirdi.
Aynı tavrı diğer siyasi partilerden, seçimle göreve gelen tüm kurum ve kuruluşlardan da beklediğini vurgulayan Erdoğan, gençlere şöyle seslendi:
“Mesleki kariyerinizi en ileri düzeylere ulaştırın ama asla siyaseti, kültürü, sanatı, sporu, kişisel gelişiminize katkı sağlayacak her türlü faaliyeti ihmal etmeyin. Sizlerin enerjisi ve azmi bu işlerin hepsinin de üstesinden gelmeye yeter. Doktorlarımızın bu konuda diğer meslek gruplarına göre daha aktif, daha inisiyatif sahibi olduğunu biliyorum. Dünyada başarılarıyla öne çıkmış gençlere baktığımızda hepsinin de mesleki kariyerlerinin yanında bu tarz vasıflarıyla da temayüz ettiklerini görüyoruz. Türkiye’nin, hedeflerine ulaşmak için gençlerimizin dinamizmine ihtiyaç vardır. Bunun için birilerinin elinizden tutup sizi bir yerlere taşımasını beklemeyin. Kendiniz çalışın, uğraşın, mücadele edin. Sonuçta önünüzdeki kapıların birer birer açıldığını, hedeflerinize kısa sürede ulaştığınızı göreceksiniz. Ülke ve millet olarak böylesine muazzam bir potansiyeli görmezden gelme veya heba etme hakkına sahip değiliz. Pes etmeyi, ümitsizliğe kapılmayı, zorluklar karşısında yılmayı gençlerimize asla yakıştıramıyoruz. Biz gençlerimize güveniyoruz, inanıyoruz. Gençlerimizin de kendilerine, ülkelerine ve milletine güvenmesini istiyoruz. Mezuniyet gününüz hayatınızın yeni ve çok uzun bir dönemine attığınız ilk adımdır. Her gününüzün böyle mutlu, neşeli, umut dolu geçmesini diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençlerin bugünlere gelmesinde emeği olan aileler, öğretmenler ile çeşitli kurum ve kuruluşları tebrik ettiğini söyledi.