Seçtiğim başlığın neler çağrıştırdığını biliyor ve ufak bir açıklama ile başlıyorum.
Bu sözler Beşiktaşlı bir arkadaşıma ait. Büyük maçlardan sonra arkadaşlar arasında kazananın kaybedeni kızdırmak için elinden geleni yaptığı sohbetler vardır hani. Onlardan birinde yazılan bu mesaj aslında içinde o kadar çok şey saklıyor ki..
Trabzonspor’un, lige yükseldikten sonra elde ettiği şampiyonluğu tekrar yakalayamamış olduğu 90’ lı yılların sonlarına doğru yaşadığı bir travma vardır.
1995-96 sezonunda evinde kaybettiği Fenerbahçe maçıyla şampiyonluğu da rakibine verdiği o kadroda Shota ve Archil Arveladze kardeşler dışında yabancı futbolcu bulunmuyordu.
Şampiyonluğun kılpayı kaçtığı sezonlardan sonra sanki bir kadermiş gibi kadro bozulur ve yeniden şampiyonluğa oynayacak bir kadro için 10 yıl daha geçmesi gerekir gibi bir inanış oluşmuş Trabzonspor camiasında..
O yıllarda, bir tutam futbol bilgisi olan herkesin sanki bir noktadan direktif alıyormuş gibi tek bir ağızdan söylediği şu cümleleri hepimiz duymuşuzdur “Trabzonspor yeniden Şampiyon olmak istiyorsa öze dönmeli” veya “Yerlinin de yerlisiyle başarı gelir Öz evlatlara dönülmeli” gibi.
Bu sözlerin dayandığı düşünce, o zamanlarda son sürat Endüstri olmaya doğru ilerleyen futbola, sosyolojik ve ekonomik elverişlilik sayesinde daha çabuk ayak uydurabilecek olan İstanbul’un 3 büyüklerince seslendirilen bir tezdir. Çünkü bu söylem, kendileri gibi ekonomik güç, sosyolojik avantaj ve şehir yapıları ile kariyerli ve kaliteli futbolculardan kurulu kadro kurması zor olan Trabzonspor’un en azından birkaç yıl kendini toparlayamaması ve başa bela olmaktan uzaklaşması temennisini barındırmaktadır.
Dönelim başlığa.. Trabzonspor 2-3 yıldır özellikle büyük maçlarda, oyun ve skor olarak genelde İstanbullu rakiplerine üstünlük kuran, önce 3.lük geçtiğimiz yıl da 2.lik olmak üzere yükselen bir başarı grafiğine sahipti. Saha sonuçlarının yanında kadro maliyetlerini kısması buna rağmen kaliteli ve aynı zamanda ucuz futbolcuları kadrosuna katıp altyapı ürünü gençlerle harmanlayarak ekonomik olarak da sürdürülebilir başarıya doğru ilerliyor.
Buradan hareketle işte o Beşiktaşlı dostumun “OHH BE ÖZÜNÜZE DÖNDÜNÜZ !” aslında ne demek istediği anlaşılıyor. Çünkü Pazar gecesi Trabzonspor Beşiktaş karşısına, yaratıcı oyuncu eksikliğinin, iskelet kadrodan giden 2-3 futbolcuya sakatların da eklenmesiyle birlikte 6 yerli ile sahaya çıkmış ve ilk 15 dakikadaki iyi oyundan sonra ipleri Beşiktaş’ a vermiştir.
İplerin Beşiktaş’a verilmiş olduğunu İstatistiklere bakarsanız anlamanız güç olabilir. Ancak Beşiktaş oyunun büyük kısmında topu Trabzonspor’ a vermiş ve tek oyun planı defans arkasında boş alan bulabilmek olan Trabzonspor’u kısıtlı kadrosuna rağmen rahat bir skorla yenebilmiştir.
Leipzig takımının ısrarla istediği Alexander Sörloth’ un olası transferi sonrasında, açılacak olan limit ile Yönetimin eksik yerlere prensiplerinden ödün vermeden yapacak olduğu transferler ile yine başa güreşeceğine olan inancım sonsuz bu noktada endişem bulunmuyor.
Trabzonsporlu taraftarların ÖZE DÖNÜŞ ten anladığı ile diğer takım taraftarlarının ÖZE DÖNÜŞ ten anladığı bu noktada ayrılıyor işte.
Onlar sıkıntı yaşamadan rahatlıkla yenip dönebildikleri Trabzon deplasmanını isterler.
Trabzonspor Başkanı Sayın Ağaoğlu’ nun sık sık dile getirdiği gibi sürekli parlatılıp satılabilecek oyuncu üreten bir altyapısının olmadığı bugün bir kez daha gözler önüne serilmiştir.
3-5 tane yetenekli gencin aynı anda A takıma yükselmesinin bir tesadüf olduğunu ancak o gençlerin yerlerini yenileri ile dolduramadığında anlayacaklar ne yazık ki.. Evet toprak Futbolcu tarlası gibi sürekli üretiyor fakat yeteneklisini her zaman değil..
Trabzonspor’u yönetenlerin ne Trabzonsporluların anladığı Öze Dönüş ne de İstanbul’ un anladığı Öze Dönüşü yaşamaması gerekiyor.
Yapılan harmanın başarısı ve rakiplerde oluşturduğu baskı kırılmamalıdır. Sonuca baş kaldıran, mücadele etmenin yanında kaliteli ve gelişime açık yetenekli gençleri yine kaliteli ve tecrübeli isimlerle harmanlamaya devam edilmesi zorunludur.
Altyapım üretiyor rahatlığı Trabzonspor’ u “OHH BE NİHAYET ÖZÜNÜZE DÖNDÜNÜZ !” cümlesi ile karşı karşıya bırakır. Saha sonuçları ve ekonomik olarak sürdürülebilir başarı devamlı arayış ve üretim gerektirir.
O yüzden Öze dönme Trabzonspor!