enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4758
EURO
36,2133
ALTIN
2.961,80
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon
Çok Bulutlu
16°C
Trabzon
16°C
Çok Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Yağmurlu
12°C
Pazar Yağmurlu
8°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C

Fındıkta “kahverengi kokarca” tehdidine çözüm arayışı

Karadeniz Bölgesi’nde fındık ve çay başta olmak üzere birçok tarım ürününde zarara yol açtığı belirlenen kahverengi kokarca ile mücadele çalışmaları sürüyor

Fındıkta “kahverengi kokarca” tehdidine çözüm arayışı
16.01.2020 14:10
6
A+
A-

Karadeniz Bölgesi’nde, Türkiye’nin önemli ihraç ürünleri fındık ve çay başta olmak üzere birçok tarım ürününde zarara yol açtığı belirlenen kahverengi kokarca ile mücadele çalışmaları devam ediyor.

Bölgeye yaklaşık üç yıl önce Gürcistan tarafından geldiği belirtilen kahverengi kokarcanın zararlarına karşı vatandaşları uyarmak amacıyla Trabzon Ticaret Borsası (TTB) tarafından afiş ve broşür hazırlandı. Fındık üretiminin fazla olduğu yerlerdeki vatandaşlara, zararlının fotoğrafı ile ihbar hattı numarasının yer aldığı broşürler dağıtıldı, afişler de cami, kahvehane ve iş yerlerine asıldı.

TTB Meclis Başkanı ve Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Sebahattin Arslantürk, AA muhabirine, Latince adı “Halyomorpha halys” olan ancak halk arasında kahverengi kokarca olarak bilinen zararlının yaklaşık üç yılda Artvin’in Kemalpaşa, Hopa, Borçka, Rize’nin ise Fındıklı ilçesi, Trabzon ile Giresun’un da bazı bölgelerinde yayıldığını söyledi.

Kahverengi kokarcanın zararları nedeniyle Gürcistan’da fındık veriminin yüzde 70 düştüğünü ifade eden Arslantürk, bu türün sadece fındıkta değil, 350’ye yakın tarım ürününde zarar oluşturabildiğini aktardı.

Arslantürk, tek seferde 28 yumurta bırakan zararlının sezon boyunca 3 bin yumurta üretebildiğine, günde 35 kilometre katedebilme kabiliyetine sahip olduğu için de hızla yayılabildiğine dikkati çekti.

Anavatanı Çin olan kahverengi kokarcanın başta Artvin olmak üzere bölgede zarara yol açtığının tespit edildiğini anlatan Arslantürk, kamuoyunu bu zararlıya karşı bilinçlendirmek için iki yıldır çeşitli çalışmalar yaptıklarını vurguladı.

Arslantürk, Amerika ve İtalya’da da yoğun olarak görülen zararlı ile mücadelede “Japonika” adlı arı türünün kullanıldığının ve önemli başarı elde edildiğinin altını çizerek, “Bu zararlı 10-12 yıldan beri Amerika’nın başının derdi. Geçen yıl İtalya’da tarım ürünlerine verdiği zarar 2 milyar avrodan fazla. Onlar da biyolojik mücadele olarak Japonika arı türünü kullanıyor.” dedi.

– “Zararlıyla mücadelede Japonika arı türü kullanılsın” başvurusu

Konsey olarak, bu zararlı ile mücadelede Japonika arı türünün kullanılması için ilgili kurumlara müracaat ettiklerini dile getiren Arslantürk, “Biz kahverengi kokarca ile etkin mücadele edebilmek için bu arıyı ithal etmek istiyoruz. Yerli yöntemlerle bu işin etkin şekilde çözümlenebileceğini düşünmüyoruz. İşi bu şekilde çözmeye kalkarsak çok uzun yıllar alır. Zaten bu sürede de zararlı, ülkenin her yerine ulaşır, buğdaydan mısıra, fındıktan çaya, elmadan üzüme ne varsa zarar verir.” diye konuştu.

TTB’nin bu zararlı ile mücadele için feromon tuzak alarak belirli bölgelere dağıttığını belirten Arslantürk, tuzaklar sayesinde toplanan zararlının bertaraf edildiğini söyledi.

Arslantürk, vatandaşlara, kış mevsimi dolayısıyla ev, ahır gibi kapalı mekanlara çekilen bu zararlıyı gördükleri yerde bertaraf etmelerini önerdi.

Bölgede yıllardır var olan yeşil kokarcanın fındığa yılda yüzde 3-5 zarar verdiğini anımsatan Arslantürk, şu değerlendirmede bulundu:

“Üzerine bir de bu eklendi, dertlerimiz daha da çoğaldı. Ayrıca, halk arasında vampir kelebek diye adlandırılan tür var. Emici bir böcek, bu da aynı şekilde meyve ve sebzelere zarar veriyor. Mutlaka önlem almamız gerekiyor çünkü dünyanın her yerinde, istilacı dediğimiz türler çoğalmaya başladı. Ülkeler, o tür tehdit etmeye başlamadan tedbir alıyor. Bizim daha uyanık olmamız lazım. Neticede biz tarım ülkesiyiz, biz de muhtelif istilacıların neler olabileceğini belirlemeli ve ona göre de tedbiri baştan almalıyız. Bizim derdimiz artık Artvin, Rize ve Trabzon’a ulaşan bu türün daha ileriye gitmemesidir. İlgili kurumların acil olarak bu konuda tedbir almasını bekliyoruz.”

Arslantürk, kahverengi kokarca ile mücadelede gerekli tedbirler alınmadığı takdirde yaşanabileceklere ilişkin şunları söyledi:

“Gerekli tedbirler hızla alınmadığı takdirde fındık tamamen biter. Sadece fındık olarak da düşünmemek gerekiyor, kahverengi kokarcanın Türkiye’ye yılda vereceği zarar 5-6 milyar doları geçer. Ondan sonra alacağınız tedbirlerle de başarı sağlamanız mümkün değil. Dar kapsamlı bir alanda etkin mücadele daha hızlı yapılabilir ama dağılmış bir alanda mücadeleyi yapmak kolay olmaz. Türkiye’nin en öncelikli tarımsal konularından biri bu olmalı.”

– “Bütün masrafları biz karşılayacağız”

Uluslararası Sert Kabuklu ve Kuru Meyveler Konseyi tarafından, kahverengi kokarca ile ilgili 28-29 Ocak’ta İstanbul’da, Amerikalı, İtalyan, Türk ve İsviçreli bilim insanlarının katılımıyla uluslararası toplantı düzenleneceğini dile getiren Arslantürk, toplantıyı çok önemsediklerini çünkü zararlıya ilişkin tecrübeleri olan bilim insanlarının, şimdiye kadar yapılmış çalışmaların çıktılarını paylaşacaklarını söyledi.

Arslantürk, mücadelede kullanılacak arının ithal edilmesi noktasında üzerlerine düşen görevi yerine getirmeye hazır olduklarını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Buna ilişkin bütün masrafları biz karşılayacağız. Bunun için de Ulusal Fındık Konseyi, ilgili sivil toplum örgütleri olarak fon oluşturacağız. Bir an önce türün ithal edilerek burada istasyon ya da ne gerekli ise kurularak denemelerin yapılmasını istiyoruz. Önce kapalı devre alanda denensin, çoğaltılsın ve ardından doğaya salınsın. Gerekiyorsa ilk etapta belli bir bölgeye salınsın, sonuçlarına göre bir yol izlensin. Başlangıç maliyeti belki 1 milyon lira olacak ama bizim için olmazsa olmaz yani elzem bir durum. Biz bunu karşılamaya hazırız.”

AA

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.