Trabzon’un Maçka ilçesi kırsalında, 11 Ağustos 2017’de bölücü terör örgütü mensuplarıyla sağlanan sıcak temas sırasında şehit düşen Eren Bülbül’in adı, Trabzon’un yanı sıra yurdun dört bir yanında yaşatılıyor.
Trabzon’un Maçka ilçesi kırsalında, 11 Ağustos 2017’de bölücü terör örgütü mensuplarıyla sağlanan sıcak temas sırasında şehit düşen Eren Bülbül hem memleketinde hem de Türkiye’de unutulmuyor.
Küçük yaştaki kahramanlığıyla gönüllerde taht kuran Bülbül’ün adı, memleketinin hemen hemen her yerinde çeşitli mekanlara verilerek yaşatılıyor.
Bülbül’ün ablası Yeter ile eniştesi Ruşen Fındık da Eren’in adını yaşatmak için yeni doğan çocuklarına, dayısı “Eren”in adını verdi.
Şehit Eren Bülbül’ün adı doğduğu yer olan Trabzon’un Maçka ilçesindeki okulu, Maçka Anadolu İmam Hatip Lisesine verildi.
Maçka Belediyesince de ilçede yeni yaptırılan camiye, Bülbül’ün adının yaşatılmasına yönelik “Eren Bülbül Cami” denildi.
Ayrıca ilçe yolu güzergahındaki bir tünele “Eren Bülbül” adı verilirken, ilçeye bağlı Başar Mahallesi’ndeki bir ilkokulda “Şehit Eren Bülbül” adına kütüphane, Bekçiler mevkisinde de hatıra ormanı kuruldu.
İlçenin yanı sıra il merkezinde de stadyumda, okullarda, üniversitelerde, cadde ve sokaklarda adı yaşatılan Bülbül anısına, voleybol, futbol ve wushu turnuvaları düzenlendi.
Türk Hava Yollarının (THY) filosuna katılan Dreamliner tipi uçağa, Şehit Eren Bülbül’ün anısına “Maçka” ismi verilirken, uçağın ilk uçuşu da Trabzon’a gerçekleştirildi.
Baykar Teknik Müdürü (CTO) ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, haziran ayında sosyal medya hesabı Twitter’da, eğitimde kullandıkları Bayraktar TB2 SİHA’lardan birine Eren’in adını verdiklerini duyurdu.
Türkiye’nin dışında Bülbül’ün adına Somali’de de “Eren Bülbül Yetimhanesi” açıldı.
Öte yandan, şehit Eren Bülbül’ün adının yanı sıra giydiği “kara lastik”leri de Bolu’nun Gerede ilçesinde kurulan Yaşayan Ayakkabı Müzesinde sergileniyor.
– “Kardeşimin şefkati yeğenimde”
Abla Gizem Bülbül de kardeşinin adını yaşatmak için yeğenlerine “Eren” ismini verdiklerini söyledi.
Yeğeninin bir yaşını geçtiğini belirten Bülbül, “Biz Eren’e hiç yüksek sesle Eren diyemedik. Kardeşimin şefkati yeğenimde. Onun gülmesi, onun konuşması. Hep Eren derken içimizden sanki kardeşime sesleniyoruz ya da o gülerken sanki karşımızda kardeşim var gibi geliyor. Bir yaşında oldu ama biz ona bir kere yüksek sesle Eren diye bağıramadık, bağıramayız. O da bizim 13. kardeşimiz, evladımız gibi.” dedi.
Bülbül, Eren’in adının birçok yerde yaşatıldığını ifade ederek, “Kardeşimizi unutturmuyorlar. Bunun gururu çok fazla. Bizim içimize, özellikle annemin içine su serpiyorlar ama acımız yüreğimizde hiç değişmiyor.” diye konuştu.
“Bir odaya girdiğimizde yine o acılar gözümüzün önüne geliyor.” diyen Bülbül, şunları kaydetti:
“Biz keşke eskisi gibi okula yürüme gitseydik, keşke yine sadece zeytin yeseydik, keşke yine ekmeğimiz olmasaydı, Eren keşke bizimle olsaydı. Eren askerde şehit olsaydı belki bu kadar canımız yanmayacaktı ama kapımızın önünde, yani oradan geçerken oraya basarken bile içimiz acıyor, ‘Acaba onun yattığı yer mi, onun kanının aktığı yer mi?’ diye. Keşke yine eski günlerimiz olsa, Eren yanımızda olsa ben razıyım okula geç kalmaya, ıslak ayakkabı ile okula gitmeye, bir avuç zeytinle sabah kahvaltısı yapmaya, biz bunlara razıydık.”
– “Benim Eren’im başka Küçük Eren’im başka”
Anne Ayşe Bülbül de Eren’in ölümünün ardından torununa “Eren” adını verdiklerini kaydetti.
Torunu “Eren”i de çok sevdiğini dile getiren Bülbül, “Çocuklara çaktırmıyorum, kucağıma alıyorum, ensesini çekip kokluyorum. Benim Eren’im gibi kokmuyor. Benim Eren’im işten, çileden, yorgunluktan, yoksulluktan ter kokardı. O öyle kokmuyor. Benim Eren’im başka, küçük Eren’im başka.” ifadesini kullandı.
Bülbül, çocuklarının da kendisinin de “Eren”i farklı sevdiğini anlatarak, “Acım başka. Acım hiçbir zaman dinmiyor ama Eren dediğimiz için çocuklar bile onu başka seviyor.” dedi.
AA