Trabzonspor Kulübünün kuruluşunun 56’ncı yıl dönümü kutlanıyor.
Karadeniz ekibi, 2 Ağustos 1967’de İdmanocağı, İdmangücü, Martıspor ve Karadenizgücü’nün birleşmesiyle kuruldu. Bordo-mavi renkleri seçen Trabzonspor, Türk futbolunda önemli başarılar sağlayarak “dört büyük” kulüpten biri oldu.
Bordo-mavili kulüp, 56 yıllık sürede biri 2. Lig’de olmak üzere 8 lig şampiyonluğu ile 9 Türkiye Kupası şampiyonluğu yaşadı. Bu sürede 3 Süper Kupa, 7 Cumhurbaşkanlığı, 5 Başbakanlık Kupası’nı da müzesine taşıma başarısını gösterdi.
Trabzonspor Müze ve Arşiv Kurulu Başkanı Mehmet Salih Uzun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Trabzon’da futbolun geçmişi ve kulübün kuruluşunu müzede sergilenen belgelerle anlattı.
Kentteki futbolu, “İki zıt kardeşin rekabetinden doğmuştur” şeklinde tanımlayan Uzun, “Federasyonun 1959 yılındaki organizasyonuyla beraber İstanbul, Ankara ve İzmir bölgesel liglerinin katılımıyla o günkü adıyla Milli Lig kurulmuştur. Onun takip eden süreçte 1962 yılında Ulusal Lig kurulması ve 2. Ulusal Lig’in de tüm illere yayılması ile bir oluşuma başlanmıştır.” dedi.
Uzun, kuruluşları 1920’li yıllara dayanan İdmanocağı ve İdmangücü arasındaki sahadaki rekabetin, saha dışına yansıdığını belirterek, iki kulüp arasındaki birleşme görüşmelerine o dönem tarafların sıcak bakmadığını dile getirdi.
Görüşmelerin tartışmalara ve hatta kavgalara dönüştüğünü belirten Uzun, şöyle devam etti:
“Bu süreçte Trabzonspor Kulübü adı altında ilk hamle İdmanocağı kulübünden gelir. Çünkü görüşmelerden bir sonuç elde edilememesi nedeniyle 21 Haziran 1966’da Trabzon bölgesel takımlarından Martıspor ve Yıldızlıspor’u yanına alan İdmanocağı, kendi rengi ve ismiyle Trabzonspor Kulübünü kurar ve federasyona başvurur. Bu resmi yazışmalarda biraz gecikmeler sonucunda İdmanocağı’nın başvurusu kabul görülmez. Beklenmedik atak rakibi olan İdmangücü’nden gelir ve kulüp 20 Temmuz 1966’da yanına Karadeniz, Martıspor ve Yolspor’u alarak kırmızı-beyaz rengiyle Trabzonspor Gençlik Kulübünü kurar. Resmi kayıtlara da Trabzonspor 1966 olarak geçer ve 2. Lig Beyaz Grup’ta bir sezon mücadele eder. Sezon sonunda Trabzonspor 1966 Kulübü, Danıştay’ın fesih kararıyla son bulur ve kulüp kapatılır.”
Uzun, yaşanan bu gelişmelere Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’nün el koyduğuna dikkati çekerek, “İki kulübe de ‘ya birleşirsiniz ya da iki kulübü de 2. Ulusal Lig’e almayız’ denilir. Bunun üzerine İdmanocağı ve İdmangücü arasındaki birleşme toplantıları 1967’de tekrar gündeme gelir. Araya federasyon başkanı, devlet büyükleri gibi üst düzey bürokratlar girse de uzlaşma sağlanamaz. Bundan şehir de rahatsızdır. Bu baskıların sonucunda gerek İdmanocağı, gerekse de İdmangücü yöneticileri artık dayanamaz ve sonunda Ankara’ya davet edilirler. 2 Ağustos 1967’de Trabzonspor Kulübü ismi altında birleşmeye ikna olurlar.” diye konuştu.
Birleşmenin tamamlanmasına rağmen bu sefer de renk tartışmalarının yaşandığının altını çizen Uzun, “Dönemin Beden Terbiyesi Genel Müdürü Ulvi Yanal, iki takımın da renklerini bir kenara koyar. Her iki takımdan da kendi renklerinin dışında bir renk seçmelerini ister. İdmanocağı koyu bordo, İdmangücü’de açık maviyi seçer. Bu şekilde Cumhuriyet çocuğu Trabzonspor Kulübü 2 Ağustos 1967’de doğar.” dedi.
Uzun, Trabzonspor’un 1976’da elde ettiği lig şampiyonluğunun ardından yeni bir arma ihtiyacının doğduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Süper Lig’de şampiyon olan bir takımın şampiyona yakışan bir armayla yola devam etmesi hasıl olur. Yönetim bununla ilgili çalışmalar başlatır. 1976 yılında Milliyet Gazetesi’nde bir kupürde amblem yarışmasıyla beraber ulusa duyurulur. Yarışma sonucunda üç eser başarıya hak kazanır. Lakin biri kullanılacağından ötürü, jüriden daha çok kulübün yönetiminin karar alması istenir. Bu karar doğrultusunda Türkiye grafik sanatçılarının öncülerinden Prof. Dr. Sinan Baykurt’un yaptığı eser, bugünkü göğsümüzde gururla taşıdığımız ambleminizin parçasıdır.”
Uzun, 17 Şubat 1921’de bir grup gencin de İdmangrubu Cemiyeti’ni kurduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Lakin kulübün bir başkanı yoktur. Bu gençler kendi aralarında yaptıkları istişare ile Mustafa Kemal Paşa’ya bir mektup yazmaya karar verirler. Mektubun içerisinde durumlarını anlatarak, ‘Gelin bize başkan olun’ teklifini iletirler. Gençlerin bu telgrafına vakıf olan Mustafa Kemal Paşa çok duygulanır. Ama o günkü ülke meselelerinden dolayı gençlerin bu arzusuna kayıtsız kalmaz lakin, memleket meseleleri nedeniyle ‘Sizin fahri başkanlığınızı kabul ediyorum’ yazısını kendi antetli kağıdıyla beraber 13 Haziran 1923’de İkbal Gazetesi’nin ön sayfasında ulusa duyurur.”
Trabzon’da 1922’de Süleyman Rıza Kuğu’nun “Asosyeşın Futbol” adlı kitap yazdığını dile getiren Uzun, bu kitabın, futbolun teknik taktiğiyle ilgili ülkede yazılan ilk eser olduğunu söyledi.
Uzun, dönemin Genelkurmay Başkanı Kazım Karabekir Paşa’nın bir ziyareti sırasında konuyu öğrendiğini ve kendi imkanlarıyla kitaptan 100 adet bastırarak yaygınlaşmasını sağladığını aktardı.
AA