Trabzon’da 27 yıllık öğretmen Şehnaz Kırım, yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yenerek sağlığına kavuşmanın mutluluğu yanında 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde ilk kez öğrencilerinden ayrı kalacak olmanın burukluğunu yaşıyor.
Ortahisar ilçesindeki bir ortaokulda Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Kırım’ın yaklaşık 7 ay önce eklem ve boğaz ağrısı şikayetiyle yaptırdığı Kovid-19 test sonucu pozitif çıktı. Durumunun ağırlaşması üzerine hastaneye kaldırılan Kırım, yoğun bakım ünitesinde 3 gün, normal serviste ise 15 gün tedavi gördü. Hastalığı yenerek sağlığına kavuşan Kırım, yeni eğitim-öğretim döneminin başlamasıyla Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden öğrencileriyle bir araya geldi.
Kovid-19 pandemisi nedeniyle yeni getirilen kısıtlamalar kapsamında yıl sonuna kadar uzaktan eğitim verecek olan bir çocuk annesi Kırım, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü ilk kez öğrencilerinden ayrı geçirecek.
Şehnaz Kırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aynı okuldaki iki arkadaşının da Kovid-19’a yakalandığını, arkadaşları arasında hastalığı en ağır geçirenin kendisi olduğunu belirtti.
Hastanede tedavi sürecinde Kovid-19’dan yaşamını yitirenleri gördüğünü anlatan Kırım, “Televizyondaki haberlerden insanların nefes problemiyle öldüklerini biliyorduk ancak görmek çok daha farklıydı.” dedi.
– “Hala ara ara nefesim gidiyor”
Hastaneden çıktından sonra da ağrılarının devam ettiğini dile getiren Kırım, “Hala ara ara nefesim gidiyor. Hayatımın en yorucu zamanlarından biriydi. İyileşme aşamasına geldiğimde elimden gelen tek şey diğer hastalar için dua etmek oldu çünkü ne çektiklerini, yaşadıklarını yaşamış biri olarak fazlasıyla biliyordum. Kesinlikle çok net söyleyebilirim ki bu hastalık, çok farklı ve değişik bir tecrübeydi.” diye konuştu.
Öğrencileriyle bu yıl kısa bir süre yüz yüze ders işlediklerini belirten Kırım, çocuklara sosyal mesafenin önemini anlattığını, onlardan ailelerine de anlatmalarını istediğini söyledi.
Kırım, maskenin doğru takılması konusunda vatandaşlara uyarılarda bulunarak, çocuklara doğru maske takmasının öğretilmesi ve mesajların doğru verilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Öğrencileriyle EBA üzerinden bir araya geldiğinde çocukları ne kadar sevdiğini ve özlediğini anladığına işaret eden Kırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kamera arkasından o kadar güzel, bıcır bıcır ‘öğretmenim’ sesleri geliyor ki onlarla geçirdiğiniz her an dünyaya değer. Şu anda yüz yüze eğitimi aratmayacak yoğunlukta derslerimizi aktif olarak yapmak için elimizden geleni yapıyoruz ama hiçbir şey bizim onlarla yüz yüze olduğumuz kadar güzel ve kıymetli değil. Öğretmenlik demek, sokaktan okul bahçesine yürürken onların size camdan ‘öğretmenim’ diye çırpınması, siz sınıf defterini doldururken onların minik minik saçlarınızdaki kıvırcıklarla oynaması ve buna da sizin tebessümle izin vermeniz, bahçeye girdiğinizde onların size koşarak sarılması demek.”
Kırım, öğretmenliğin meslek değil, bir sevda olduğunu ifade ederek, “Eğer seviyorsanız okulda geçen zamanı anlamıyorsunuz, çocuklarınızla vakit geçiriyorsunuz. 27 yıl boyunca ben onlara ‘çocuklarım’ dedim, oğlum da onları delice kıskandı. ‘Senin çocukların’ diye sitem etti bana. Dolayısıyla onlar bizim çocuklarımız ve geleceğimiz, o nedenle lütfen bu maskeyi takıyormuş gibi yapmayın.” dedi.
Mesleği boyunca ilk kez öğrencilerinden ayrı Öğretmenler Günü kutlayacağını aktaran Kırım, sözlerini şöyle tamamladı:
“Aslında kutlamış olmayacağım çünkü onlar olmadan Öğretmenler Günü olmuyor. Sorumluluğunuzu sahiplenin, çocuklarınız bir an önce okula başlasın. Biz de onlarla buluşalım ve bu savaştan bir an evvel sağlıkla kurtulalım.”
AA