Gönül verdiği renkler ne olursa olsun her futbol tutkununun telefonunda dostları ile mesajlaştığı sohbet grupları vardır. Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı ve tabiki her daim işi daha zor olan Trabzonsporlusu bu gruplarda maç kritikleri, hakem hataları gibi konularda birbirlerini kızdırır bu etkinlik ile eğlenirler.
Dedim ya Trabzonsporlunun işi aynı şehrin 3 takımının taraftarına karşı hep zordur. Benim de var bu tip gruplarım ve 29 Aralık Pazar akşamı gruplar etkin bir biçimde bana “Neler oluyor ? Siz çıldırdınız mı?” tarzı sorular sormaya başladılar. Tabi ki yakından takip ediyordum süreci ve ne olup bittiğini ben de onlar gibi anlamaya çalışıyordum.
O kadar farklı şeyler yazılıp çiziliyor ve paylaşılıyorduki onlara bunlardan bahsetsem de anlamazlardı.
Ben de, Yerel ve Ulusal Medyada yer aldığı gibi yani görünen kısmı ile “Bir Ego savaşı yaşandı ve giden Ünal Hoca oldu (!)” şeklinde yanıtlar verdim. Sonrasında bana neler söylediklerini az çok hepiniz tahmin etmişsinizdir çünkü vardır sizin de böyle gruplarınız elbet.
18-19 aydır Trabzonspor Teknik Direktörlüğü görevinde bulunan Ünal Karaman, yukarıda anlattıklarımdan da belli olacağı üzere Türk Futbol Kamuoyu tarafından ama oynattığı Futbol ile ama Genç oyunculara verdiği önem ve şans ile takdir gördü. Belki Milli Marşımızın Bayrağa dönük okutması dikkatini çekti insanların belki de onca aksiliğe rağmen elinden geleni yapan ve Futbol oynamaya çalışan bir takım yaratması..
Ancak son zamanlarda alışılmışın dışında “Futbolcularının yorgunluğundan, çok maç oynadıklarından, en değerli oyuncularının sakatlıklarından” bahsetmeye başlamıştı sıkça ve haklı olarak.
Süper ligde oynanan 17 hafta sonunda en fazla ilk golü atan takımda Trabzonspor du bu maçlarda en çok puan kaybedeb takım da.
Geçen sezon, 90+ dakikalarda yediği gollerle 15 puana yakın puan kaybeden, 27-28 topu direkten dönen Trabzonspor un bir o kadar puanı da Hakem hataları ile hanesine yazılamamış ve sezon 4. lük ile sonuçlanmıştı.
Ardından yeni sezonda bu tip durumlara artık tahammülü olmayan Trabzonspor taraftarlarının büyük bir kısmı kayıpların devam ediyor olması ile sosyal medyada kamuoyu oluşturmaya başladı.
Bu durumlardan Sosyal Medya hesabı olmamasına rağmen, Yerel-Ulusal Medya mensuplarının da soruları ile dolaylı olarak haberdar oldu Ünal Hoca.. Kendi de farkındaydı durumun belki de bu yüzden Konyaspor maçında öne geçmesine ve rakibinin eksik kalmasına rağmen yine baskı yedi ama o maçı kazandı.
Psikolojik olarak yıpranmıştı.. Maç sonu bir Medya mensubu aynı soruyu Önce Başkan Ağaoğlu’ na sonra da Karaman’ a sordu.
Futbolu biraz bilen takip eden herkesin bir kriz olduğunu ya da bu demeçlerden sonra doğacağını anladığını düşünüyorum.
2019-20 Sezonunun başından bu yana her teknik adamın dayanamıyacağı durumlar ile karşı karşıya kalan Ünal hoca ve Kulübün Ekonomik durumunu düzeltmek için insanüstü çaba sarfettiğine şahit olduğumuz Başkan Ağaoğlunun demeçleri ayrı ayrı dikkat çeken ve takdir toplayan iki Karakterin sanki bu durumda bir değişiklik istedikleri yönünde bir his uyandırmıştı bende.
Ancak, sürecin bu şekilde sonuçlanacağı, hiç kimsenin aklına gelmezdi. O kadar iyi bir ikili profili çizdiler ki aralarının bozulması ya da ayrılığa böyle bir ego savaşının neden olmuş olacağına kimse inanmadı. Dedikoduların ayyuka çıktığı akşam tesislere giden taraftarların da düşüncesi Ünal Karaman’a oyun oynandığı yönündeydi.
Kulüp Başkanı Ağaoğlu sonuçta Kulübün en yetkilisi olarak Pazartesi 16:00 da TRTSpor a bağlanarak demeçlerin bu durumun yaşanmasına sebep olduğunu Trabzonspor’ un her isimden büyük olduğunu söyledi. KAP bildiriminde Sezon sonuna kadar hak ettiği-edeceği tüm alacakları verilerek yolların ayrıldığını söylerken, Başkan ise Karaman’ a Yönetimin bir Ayrılık isteği iletmediğini ayrılığı Karaman’ ın istediğini söylüyordu.
Velhasıl gariplikler ile dolu bir ayrılık süreci daha yaşadı Trabzonspor.. Taraftar bunlara alışkındı aslında, geçmişte de benzer ayrılık süreçleri yaşadı Trabzon ancak ilk defa bu kadar gündem oldu ve bir karşı duruş sergilendi.
Şu an yeni bir hoca arayışları olacak mı yoksa Yardımcı Hoca Hüseyin Çimşir ile mi devam edilecek bilinmez.
Sezon sonunda elde edilecek olan başarı veya başarısızlıkta 29 Aralık tarihine atıfta bulunulacak ve hep hatırlanacak.
Kulübün öyle ya da böyle ayrılan her hocasına yayınladığı Teşekkürler Mesajı nın Ünal Karaman için halen yayınlanmamış olması bile garip değil mi ? Çoğu kişi tarafından eksik görünen Hocanın da birçok kez dile getirdiği Orta Saha eksikliğini belki de çözebilecek olan (!) Badou Ndiaye nin Trabzonspor anlaşmasını duyurmasının da bu ayrılığın ertesi gününe denk gelmesi hayli düşündürücü..
Bu bir Ego Savaşı mıydı? yoksa bambaşka şeyler mi oldu o gece ? Bu soru Trabzon ve Trabzonsporluların dilinden hiç düşmeyecek.
Biz üzerimize düşeni yapalım.. TEŞEKKÜRLER Sayın Ünal Karaman.. Belli ki başka bir iklimde tekrar beraber olacağız. Sen geldiğinde “Ben Trabzonspor u Şampiyon yapmadan gitmeyeceğim!” demiştin. Bu gidişi gidişten saymıyorum kendi adıma.. Yine görüşürüz Hocam..