Kadın Boks Milli Takımı Teknik Direktörü Cahit Süme, AA muhabirine, olimpiyatların ardından çalışmalara henüz başlamadıklarını, önlerindeki dünya şampiyonasının tarihinin ve yerinin netleşmesini beklediklerini, bu gelişmelerin hazırlıklarda belirleyici olacağını ifade etti.
İlk olarak tenisle çalışmalarına başlayacaklarını belirten Süme, “Özellikle tenisi boksla çok bağdaştırıyoruz. Diğer farklı spor aktiviteleri ile bokstan uzak formumuzu belli bir seviyede tutmak istiyoruz.” dedi.
Süme, aralık ayında dünya şampiyonasının yapılmasının planlandığına işaret ederek, “Şampiyonanın, Türkiye’de yapılması durumu var. Busenaz da organizasyonun Türkiye’de gerçekleşmesi halinde katılmayı çok istiyor. Bu netleşince çalışma programımızı ona göre düzenleyeceğiz.” diye konuştu.
Hedeflerinin 3 olimpiyat madalyasını ülkeye getirmek olduğunu vurgulayan Süme, şöyle devam etti:
“Bizim için asıl hedef, Paris’te gerçekleştirilecek olimpiyat olacak. Hepimiz bir olimpiyat madalyasına daha inanacağız. Hep birlikte altın madalya için mücadele vereceğiz. 2024 yılında altın madalya alalım, sonra 2028 yılındaki olimpiyatlara bakacağız. Busenaz, daha 22 yaşında bir sporcu. Neden 3 olimpiyata katılmasın, altın madalyalar almasın? 41 yaşına kadar kadınlar boks yapabiliyor. En önemli şey sporcunun, antrenörün moralidir. Ona yardımcı olmak, imkan sağlamaktır. Bunun gibi şeyler olduktan sonra, sporcu severek yaptıktan sonra başarı da gelir.”
Süme, Busenaz’ın severek boks yaptığına da dikkati çekerek, “Ona, ‘en sevdiğin yer neresi?’ desen, ‘ringin içi’ der. Çünkü orası ayrı dünya. İnsan zevk aldığı yerde başarılı olur. Türkiye’nin olimpiyat madalyası ihtiyacı var. Ülkemizde 13 madalya az. 85 milyon nüfus, 45 milyon genç var. Daha fazla madalya alabiliriz.” yorumunda bulundu.”Karadeniz dalgası gibi hırçın”
Trabzon insanının inatçı bir yapısı olduğunu belirten Süme, “Tuttuğunu bırakmayan, mücadeleyi sonuna kadar kovalayan sporcular var. Kaybetse dahi sonuna kadar pes etmeyen bir yapıdalar. Karadeniz dalgası gibi hırçın, zirvelerdeki dağları gibi keskin diye tarif edebiliriz.” dedi.
Süme, burada antrenörlerin de büyük payının bulunduğunu vurgulayarak, “Trabzon’da antrenör olarak bu işi yapan insanlar fazla sayıda, yetenekli antrenörler var. Sporcuları yetiştiren bilgili, deneyimli, alt yapıyı, temel tekniği sporcu üzerine iyi oturtan bir antrenör ekibi var. Bundan dolayı çok şanslı.” diye konuştu.
Süme, Busenaz’ın başarısından sonra çok sayıda mesaj aldığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü.
“O kadar çok mesaj geliyor ki ‘bende çocuğumu boksör yapacağım’, ‘Busenaz gibi yapacağım’ diye. ‘Çocuğumun elleri büyük, çok iyi yumruk atıyor’ diyenler de var. Benim böyle şahsen zamanım yok. Bir de çok yoruldum. Elimde 2, 3 erkek sporcu var. Alt yapıdan tekrardan bu işler, meşakkatli işler. Eğer olimpiyat, dünya şampiyonluğu düşünüyorsanız çok sporcu ile ilgilenemiyorsunuz. 2, 3, 4 tane sporcuyla ilgilenmen gerekiyor. Mevcut sporcularımla gidebildiğim yere kadar gideceğim.”
Busenaz Sürmeneli’nin de bu konuda diyaloglar yaşadığını ifade eden Süme, “Bir gün taksici durdurmuş, ‘ben de kızımı senin gibi boksör yapacağım’ demiş. Şampiyonlukların o spora ilgiyi arttırması doğal. Okçulukta da aynı şey oldu. Taha, Rıza gibi Busenaz’ın da iyi model oluşturduğunu düşünüyorum. Özellikle bayan sporcuların üzerinde çok artısı oldu.” ifadelerini kullandı.
AA