Trabzonspor’un genç kalecisi Uğurcan Çakır: “Yıllar neler gösterir bilmiyorum ama her futbolcunun hayali bir gün Avrupa’da futbol oynamaktır. Ben de inşallah Trabzonspor’da büyük başarılar yakalayıp, Avrupa’ya gitmek isterim. Olmazsa da her daim Trabzonspor’un ve milli takımın birinci kalecisi olmak için kendimi geliştirmeye devam ederim”
Trabzonspor’un genç kalecisi Uğurcan Çakır, hayalinin bir gün Avrupa’da futbol oynamak olduğunu belirterek, “Ben de inşallah Trabzonspor’da büyük başarılar yakalayıp Avrupa’ya gitmek isterim. Olmazsa da her daim Trabzonspor’un ve milli takımın birinci kalecisi olmak için kendimi geliştirmeye devam ederim.” ifadelerini kullandı.
Uğurcan Çakır, Türkiye Futbol Federasyonunun Tam Saha dergisinde yer alan röportajında, futbola santrfor olarak başladığını, 1 yıl sonra okul takımında kaleci bulunmadığı için bu mevkiye geçtiğini, amatör olarak futbol oynamaya başladığını belirtti.
Kartalspor’un seçmelerini kazandıktan sonra Trabzonspor’un eski oyuncularından Hüseyin Tok’un vasıtasıyla 1461 Trabzon’a geldiğini aktaran Uğurcan Çakır, şunları kaydetti:
“16 Yaş Altı takımında oynadım, iyi performans gösterince de beni Trabzonspor’a aldılar. 17 Yaş Altı takımında bir sezon Trabzonspor altyapısında oynadıktan sonra da A takım kadrosuna alındım. Yani bir amatör takımdan Trabzonspor’a yükselişim çok hızlı bir şekilde, iki yıl içinde gelişti. Şu anda Trabzonspor’daki 10 maçlık performansımla da A Milli Takım kadrosundayım. İnşallah bu çıkışım aynı hızla devam eder.”
“Kendimi bildim bileli çok sıkı bir Trabzonsporluyum.” ifadelerini kullanan genç kaleci, daha önce bordo-mavili takımın kalesini koruyan Tolga Zengin, Onur Kıvrak ve Hakan Arıkan’ı örnek aldığını anlattı.
– “Şenol Güneş’in çok zeki kaleci olduğunu anlıyorum”
Uğurcan Çakır, kalecilikle zeki olmanın gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Şenol (Güneş) hocanın eski maçlarını izliyorum veya büyüklerimin onunla ilgili anlattıklarını dinliyorum, çok zeki bir kaleci olduğunu anlıyorum. Ben de kalede zeki davranmak gerektiğini düşünüyorum. Daha doğrusu sezgilerimi geliştirmeye çalışıyorum. Araya atılan topların veya herhangi bir topun nereye gelebileceğini sezmek, atak sırasında rakip oyuncunun ne yapacağını önceden kestirebilmek bir kaleci için çok önemli. Ben de oynaya oynaya tecrübe ve öz güven kazanarak, farklı oyuncularla oynayarak bu yönümü geliştirmeye çalışıyorum.”
Futboldaki en önemli şeylerden birinin, her hocadan her futbolcudan hatta bir sürü birikmişi olan masörden, malzemeciden bir şeyler öğrenmek olduğunu aktaran genç kaleci, “Yurt dışındaki kalecileri de büyük bir dikkatle izliyorum ve De Gea’yı çok beğeniyorum. Stili çok iyi. Bir de Jan Oblak var. Çok komple bir kaleci. Gösterişsiz oynuyor. Ben de o gösterişsiz oyun sebebiyle kendimi Oblak’a benzetiyorum. Kaleci topu tutacak ama gösteriş yapmasına da gerek yok. Oblak gibi sade ve temiz oynamayı seviyorum. De Gea’nın ise farklı özellikleri var. Refleksleri çok iyi, çizgide çok başarılı bir kaleci. Bense çizgide duran değil, yan topa çıkan ve oyunu yöneten kaleci olmayı seviyorum.” ifadelerini kullandı.
– “Her zaman 1 numara olmak isterim.”
Uğurcan Çakır, sezon başında üçüncü kaleci gibi olsa da kaleci antrenörü Metin Aktaş’ın, yaptığı konuşmalarda kendisine her zaman güven verdiğini vurgulayarak, “Onur ağabey olduğunda da ikinci kaleci olarak kalmayı hiç düşünmedim. Ben her zaman çok çalışacak ve birinci kaleci olmayı zorlayacaktım. Kupada mı şans geliyor, kupada en iyisi yapacak ve birinci kaleciliği zorlayacaktım. Şimdi A Milli Takım’a ilk defa seçildim; burada ikinci, üçüncü, dördüncü kaleci olmaya niyetim yok. Kendime güveniyorum. Burası milli takım, oynamayacağımı bilsem ve 100 kere çağrılsam da her seferinde gözüm kapalı koşa koşa gelirim ama her seferinde 1 numaralı kaleci olmak için çaba harcarım. Her zaman 1 numara olmak isterim.” şeklinde görüş belirtti.
Ünal Karaman’ın çok iyi bir antrenör olduğunu ve duygularını sahaya da oyuncusuna da büyük bir samimiyetle yansıtabildiğini ifade eden genç kaleci, şunları anlattı:
“Hatta Ekuban’ın, ‘Hocanın tutkusunu anlayabiliyorum’ diye bir açıklaması var. Türkçe bilmeyen yabancı bir oyuncu hocayı anlayabiliyorsa, biz kalpten hissedebiliyoruz. Bir de biz Trabzonsporluyuz. Hocamız da tıpkı bizim gibi gönülden Trabzonsporlu. Onunla aynı duyguları paylaşıyoruz. Konuştuğum bütün arkadaşlarım da aynı şeyleri söylüyor. Sezon başında üçüncü kaleci konumundayken bana ne kadar güvendiğini söylemiş ve ‘Seni bir gün A Milli Takım’a göndereceğiz’ demişti. Bu sezon ilk defa Fenerbahçe maçında ilk on birde başladım. O güveni alınca zaten kötü oynama şansınız olmuyor. O sayede A Milli Takım’a kadar yükseldim. Ünal hocamın samimiyetine çok inanıyorum. Bize değer veren birilerinin olduğunu görmek ayrıca mutlu ediyor.”
Uğurcan, kariyer planlamasını gün gün yaptığına değinerek, “Çünkü buralara çok hızlı geldim. Çok şükür şu anda Trabzonspor’da ve milli takımdayım. Trabzonspor’da kendimi daha çok geliştirmek, formayı kaptırmamak en önemli önceliğim. Milli takıma da devamlı gelmek ve burada birinci kaleci olmak istiyorum. Yıllar neler gösterir bilmiyorum ama her futbolcunun hayali bir gün Avrupa’da futbol oynamaktır. Ben de inşallah Trabzonspor’da büyük başarılar yakalayıp, Avrupa’ya gitmek isterim. Olmazsa da her daim Trabzonspor’un ve milli takımın birinci kalecisi olmak için kendimi geliştirmeye devam ederim.” ifadelerini kullandı.
Milli takımın Avrupa Şampiyonası eleme grubundaki şansı ile ilgili Uğurcan, “Dünya şampiyonu Fransa ile aynı grupta yer alsak da gruptan iki takımın çıkacak olması iddiamızı artırıyor. Ben İzlanda ve Arnavutluk’u arkamızda bırakarak Fransa ile finallere gideceğimize inanıyorum. Fransa ile oynayacağımız maçların sonuçları da kimin grubu birinci sırada tamamlayacağını belirleyecek.” değerlendirmesinde bulundu.
AA