Trabzon’da, beyin sapı damarlarındaki daralmanın yol açtığı sağlık sorunları dolayısıyla iki çocukları vefat eden Özlem ve Ayhan Hiçyılmaz çifti, aynı hastalıkla mücadele eden kızları Fatmanur’un adeta üzerine titriyor. Anne Özlem Hiçyılmaz, solunum cihazına bağlı yaşamını sürdüren 11 yaşındaki kızını, yanında bulunamadığı durumlarda, odasına kurdukları kamera sistemi ile evin her yerinden ve cep telefonlarından takip edebiliyor.
Trabzon’da, beyin sapı damarlarındaki daralmanın beyinde küçülme başta olmak üzere çeşitli organlarda yol açtığı sorunlar dolayısıyla iki çocuğunu kaybeden Özlem ve Ayhan Hiçyılmaz çifti, aynı hastalıkla mücadele eden 11 yaşındaki kızları Fatmanur’un üzerine titriyor.
Ortahisar ilçesine bağlı Kutlugün Mahallesi’nde yaşayan 23 yıllık evli Hiçyılmaz çifti, hayatın getirdiği zorluklarla omuz omuza vererek mücadele ediyor.
Çift, evliliklerinin ilk yılında dünyaya gelen oğulları Serkan’ın beyin sapı damarlarında küçülme tespit edilmesi ile sıkıntılı günler yaşamaya başladı. Hastanelerde geçen ayların ardından beyinde küçülme ve farklı sağlık sorunları da ortaya çıkan çiftin ilk çocukları, 1998 yılında 3 yaşındayken hayatını kaybetti.
Yeniden çocuk sahibi olmaya karar veren Özlem ve Ayhan Hiçyılmaz’ın ikinci çocukları Mert ise 2000 yılında dünyaya geldi. Aynı hastalığın tespit edildiği Mert Hiçyılmaz da 2004 yılında, 4 yaşında vefat etti.
Çiftin, 2007 yılında Fatmanur adını verdikleri kızlarında da aynı hastalık görüldü. Fatmanur, solunumunu bir yıl öncesine kadar cihaz yardımı olmadan sağladı. Bir yıl önce kalbi duran Fatmanur, kaldırıldığı hastanede yapılan müdahale ile yeniden hayata döndürüldü. Fatmanur, hayatını solunum cihazına bağlı sürdürüyor.
– “Evlat sevgisinin tarifi yok ki…”
Özlem Hiçyılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzmanların, çocuklarında görülen hastalığın genetik kaynaklı olduğunu bildirdiklerini ancak hangi genden kaynaklandığının tespit edilemediğini söyledi.
Hiçyılmaz, yaşadıklarının çok zor olduğunu belirterek, “Fatmanur’un beyin sapında sorun olduğu için beyin de küçülüyor. Zor şeyler, çok zor ama elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Fazlasıyla hizmetini yapmaya çalışıyorum çünkü evlat ve evlat sevgisinin tarifi yok ki bu bambaşka bir şey.” dedi.
Çocuklarından hiç “anne” kelimesini duyamadığını dile getiren 43 yaşındaki Hiçyılmaz, “Allah’tan, sağlıklı bir çocuğumun olmasını isterdim. Yürüyebilse okula gidebilse evin içinde dolaşabilseydi isterdim, çok şey isterdim ama olmadı.” diye konuştu.
Hiçyılmaz, “Çocuğun hasta diye ona daha çok sarılıyorsun” ifadesini kullanarak, “Hasta olduğu için daha çok hizmetini görmeye çalışıyorsun. Rabb’im onu bize bu şekilde verdiği için normal çocuktan daha çok seviyorsun, ilgi gösteriyorsun. Hasta olacak diye sürekli eşimle birlikte gözetimimizde.” değerlendirmesinde bulundu.
Kızını sürekli gözlemleyebilmek için sistem kurduklarını anlatan anne Hiçyılmaz, şöyle devam etti:
“Kızımın odası evimizin ikinci katında, mutfağımız ve salonumuz ise alt katta. Açık mutfak ile salon arasına koyduğumuz ekrandan kamera görüntüsünü izliyoruz. Bir gözümüz sürekli ekranda. Aynı program cep telefonlarımızda da var. Dışarı çıkmam gerektiğinde Fatmanur’a akrabalarımız bakıyor, babası ve ben de telefonlarımızdan takip edebiliyoruz. Fatmanur’un maması bitti mi, bir sıkıntı yaşıyor mu diye an be an kamera sayesinde ekrandan takip edebiliyoruz. Sürekli gözümüzün önünde olması için bu sistemi kurduk.”
Özlem Hiçyılmaz, kızının kalbinin durduğu an yaşadığı duyguları anlatılmasının mümkün olmadığına işaret ederek, “O süreçte 5 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra taburcu edildi. Şimdi sürekli hastaneye gidip geliyoruz, sürekli enfeksiyon geçiriyor. Eşim ve ben, kızımızı olası enfeksiyonlardan korumak için grip aşısı olduk, hatta Fatmanur’un bakımına yardımcı olan akrabalarımıza da grip aşısı aldık, onlar da aşı yaptırdı.” dedi.
Geceleri yaşanabilecek sorunlara müdahale edebilmek için bir yıldır kızının odasında kaldığını aktaran Hiçyılmaz, “Onunla beraber biz de mücadele ediyoruz. Ben, ‘Allah sevdiği kuluyla alışveriş yapar.’, ‘Benim sınavım.’ diyorum ve o şekilde kendimi teselli ediyorum. Yapacak bir şey yok ki… 23 yıldır bu şekilde mücadele ediyoruz.” diye konuştu.
Hiçyılmaz, “anasının kuzusu”, “nurlu bal” diye sevdiği kızının zaman zaman gülümsediğini, sevildiğini hissettiğine inandığını sözlerine ekledi.
Baba Ayhan Hiçyılmaz (49) ise yaşadıkları hiçbir şeyden şikayetçi olmadıklarını vurgulayarak, “Allah’a şükürler olsun, her ana baba evladını nasıl severse biz de Fatmanur’a aynı sevgiyi verdik. ‘Sakat çocuğum var.’ diye hiçbir zaman gocunmadık, sağlıklı çocuğu olanlara da hiç imrenmedik. Allah verdi bunu bize, biz de bununla yetindik.” ifadesini kullandı.
Şükredip kızlarına baktıklarını belirten Hiçyılmaz, “Allah ne kadar ömür vermiş bilmiyoruz, elimizden geldiğince bakacağız, maddi bakımdan da bir sıkıntımız yok, Allah’a şükürler olsun. Kabullendik, yıllardan beri alıştık.” dedi.
AA